Hayat cidden çok korkutucu, ben de 'sen mi büyüksün ben miii lan İstanbul?' diyenin egosu mevcut değil tabi, sonra böyle sıçışlar falan

31 Aralık 2011 Cumartesi

004

HOV HOV HOVV (noel anne olmaya çalıştım aslında)

Selam gençleer ve hep genç kalanlaaar(biliyorum çünkü beni okuyabilecek kişiler sizlersiniz sanıyorum ki)

Ne dedim ben geçen? Kutluyorum yeni yılı falan di mi? Unutun onu, silin atın kafanızdan, büyük hataydı. Nasıl yazdım ben onu, daha doğrusu nasıl düşündüm kutlama işini? Ben bi gün önceden hangover olmuşum heralde. Yani demek istiyorum ki her zaman olduğu gibi karar değiştirdim, ilk istemedim sonra tamam dedim şimdi yine karar değiştirdim, her konuda böyleyim zaten alışın artık. ben bi şey diyosam iki gün sonramı bekleyin, elbet kararım değişir ya da bi şüphe duyarım, ne yapabilirim? bu benim kanımda var.
Evimdeyim, ailemleyim. Evet belki eğlenmeyeceğim ama en azından içimde keşke olmayacak. doğru karar bu.
Ben işte böyle en küçük şey üstüne bile kafa yorup, 712 kez karar değiştiririm. Yoksa içime sinmeeeez. Böyle böyle etrafımdakilere kafayı yedirtirim, çekebilen şu ana kadar bulamadım. Hep bi yerden sonra sinir eder bu huyum, kader kısmet diyelim neyse o zaman cidden bu sene çok mutlu olmanızı dilerim ama ben de mutluysam. o kadar da bencilim evet, ve ben mutlu değilken gelip yanıma ne kadar mutlu olduğunuzu anlatmayın! Biliyosunuz hepiniz bu senede diğer senelerde olduğu kadar karmaşık, bazen mutlu çoğunlukla boktan geçicek. Aslında o yüzden kutlamak anlamsız, her şey aynı olmaya devam ediyor. Her şey temmuzdan sonra haziranın gelmesi kadar normal, yeni yılda hiçbi fark olmayacak. Bu karamsarlık değil gerçekçiyim.

HADİ ÖPTÜM HOV HOV HOOOOVVV

30 Aralık 2011 Cuma

003

Bi söz vardır, bilirsiniz:
''Beklemekte olduğun şey ancak onu beklemeyi unuttuğunda gerçekleşir. Bu evrenin sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir.'' diye, işte o cidden var.
Geçen anlatmıştım hani yeni yılmış zartmış zurtmuş nedir ya saçmalık geliyo bu sene, evimdeyim oh oh diyodum, yılbaşından 1 gün önce bi yere çağırıldım. öyle ahım şahım bi şey değil ama sonuç olarak bi kutlama ve evde değilim. ne garip ya, duyunca ''şaka mı, ciddi mi?'' diye sordum, e salak 1 gün kalmış neyin şakası? ama bu evrenin benimle ciddi bi problemi var. Neyi büyük konuşsam sen misin böyle diyen aman yarabbi tüm yollar çarptığım kapıya gidiyor.. Dedim bu okula asla gelmeeem bu ne böyleee, şimdi burdayım işte. Dedim ben bunu yapmaaam, çok saçmaaa, tıpış tıpış yaptım. Bok var yemin ediyorum büyük konuşacak. Ne konuşuyosun ki.. Neyse..
Bu aralar bi olay yok bende, öyle işte yaşayıp gidiyorum şimdilik, gidişat bu sene de 'single lady' olacağımı gösteriyo, kısmet diyelim ve kapatalım. öptüüüüümmm

he unutmadan: Seneye görüşürüz.
(Cidden kimseye yapmamıştım, hiç de zevk vermedi, niye yaparlar ki?)

27 Aralık 2011 Salı

002

Hiiiiiiiii ben de diyorum bugün ne yapmayı unutttun seeen?!!
Tabiki yazmayı unutttum yiaaa
Eeveeet başlıyoruz canımmm

öhömm ses ki deneme son ki üç dört

Saçımı popişime kadar uzatıcam, karar verdim. Ne güzel bi giriş yaptım ama di mi, biliyorum. Aslında bayadır uzatıyorum zaten ama hep bi kestirsem mi duygusu içimde vardı ve benim vardır böyle ani kararlarım pat giderim küt yaparım falan. neyse işte karar verdim ama artık önümüzdeki 1-1.5 yıl bunları düşünmek yok, şöyle köylü kızı gibi bi dolaşayım sonra ağlayarak kıpkısa kestiriceeeem(ağlamam abartıyorum zaten satarım la onu 2 milyar veriyolarmış ohhh çatır çatır yerim)
hem kısa hem uzun saç herkese gitmez, çok deli bi yüzüm var ikisi de gidiyo neyse ki yoksa tüm hayatım boyunca uzun saç çekemem ben.. eveet devam edeliim

bugün artık evdeki 2 haftalık yalnızlığım bitti, çok mutluyum yaaa, resmen ev benim için otel olmuştu çünkü.. İnsanın ailesi gibisi yok gerçekten.. Ben onların asla paçalarını çekiştirmekten vazgeçmicem bunu anladım.. Hala sağlıklılarken ve yanınızdayken onların değerini bilin ya cidden Müslümcüm doğru söylüyo: ''Son pişmanlık neye yaraaaar??''

Bunun dışında finaller yaklaşıyo ve artık internet olayını bitirmem lazım bi süre.. Yoksa cidden kalırım.. Ah ulan ne hayallerim vardı, şimdi diyorum kalıcam.. Siz siz olun büyük konuşmayın hadi öptüm canım

26 Aralık 2011 Pazartesi

001

Ben işte böyle kendi halinde bi hatunum, kimseye zararım yoktur, varsa şimdi konuşsun ya da konuşsun yani içinde tutmaya ne gerek var. susmasın yani sonsuza kadar falan aman diyelim sonra patlar matlar mazallah. ne diyoduuuk ben işte böyle kendimi anlatma merakı olan, dinleyecek birilerini arayan, şirin, kırılgan gözüken taş gibi bi hatunum.
Çok ciddiyim yani söylüyolardı inanmıyodum, ben ne güçlüymüşüm, diyodum ''ben her şeye ağlıyorum şu dünyanın haline baaak böhüüüüü'' modundayııım sonra baktım ben böyle olduğum için güçlüyüm galiba. hani duygularımı yansıtıyorum anında içime atmıyorum o yüzden her şeye karşı daha dayanıklıyım. tabi ağlamaya başlayayım kimse tutamaz beni de o zamana kadar kafam dik böyle bana bi şey olmaz modundayım. bu iyi mi kötü mü bilmiyorum, ama insanlar benim o hallerimi görmesinler istiyorum yani ne gerek var şimdi öyle birinin yanında böğüre böğüre ağlamaya, o kişide sıkıntıya girer yani anlayamaz seni çünkü.. Aslında şuan anlatamıyorum, güçlüyüm diyorum sonra çok ağlarım diyorum, kafan karıştı biliyorum. ben böyleyim ya beni tanıman lazım o zaman söylediklerimi çok normal karşılarsın hani ben genelde böyle karmaşık konuşurum sonra of tamam anlatamıyorum deyip yarıda bırakırım falan. o yüzden ya zeki olucaksın ya da beni tanıyacaksın, yoksa sorun bende değil yani cidden

shhsgshbhjgfhfbh(derin bi nefes aldım burda)

şimdii devam edelim bazıları sanabilir ki çok umursamazım çünkü şuan öyle duruyorum cidden kendimden tiskindim yanii, ama değilim. çünkü düşünmemek için elimden geleni ardıma koymuyorum yani, sonra işte bunları düşün düşün kafayı sıyırıyorum. Kendi hapishanemde kendime kafayı yedirtiyorum. Beni tanısanız dersiniz şirin, komik, elenceli. amaaaaa şu hallerime denk gelin sizde tiskinirsiniz benden, of yalnız harbiden şuan ne anlatıyorum ben de bilmiyorum, iki satır üstte ne yazdığımı hatırlamıyorum öyle de bi problemim var konuştuğumu unutuyorum falan, neyse hoşçakal hadi gözüm

25 Aralık 2011 Pazar

depresyonzede

Resmen kendimi yeni yıla kapatmışım. Herkeste bir heyecan, bir alışveriş, hediye koşuşturmacası.. Bende evde öylece oturup kendimi sosyal ağa hapsetmişim. Bugün, okulum olmadığı her gün gibi 14.00 sularında uyandım. Baktım telefona saat için ve bir anda tarihi gördüm.
'25.12.2011'
dedim kızım kalksana, camış gibi yatmışsın tüm yıl resmen
işte o an bana olanlar oldu demeyi çok isterdim ama hiçbi şey hissetmedim harbiden. yastığımın düşmemesi için biraz daha çektim kendime ve salyalarımı akıta akıta uyumaya devam ettim. Yeni yıl artık gerçekten benim için bi şey ifade etmiyo. eskiden ne önem verirdim böyle varya işte her şeye rağmen iyi girmeli yeni yıla içiceksin eğleniceksiiin tabi illa içerek eğlenicez diye bi şey de yok, ama yeni yıl denilince içki gelir yani aklıma benim onsuz olmaz hani. neyse ne diyodum önem verirdim falandı filandı bu sene gitti arkadaş.. şu son 1 yıl içinde yaşadıklarım öldürdü resmen içimdeki umutları.
''yeni yıl mı hee evet ne güzel di mi? bi bok gibi yıl daha, daha kaç yıl görücem aman yeaa''modundayım artık. şuan benim için gerçekten hiçbi şey iyi değil. Kötü de değil. Evet kötü olan şeyler var ama ruh halimin askine pollyanna takılıyorum. Mesela bi sağlık durumları var ama diyorum ki her şey bok olsa da bu olmaz cidden inanıyorum buna... Öyle işte yani yeni yıl dediğin şey senin önem verip yücelttiğin bi şey. aralıktan sonra ocak gelmeyebilirdi mesela başka bi ay gelirdi o zaman yeni yıl olmazdı işte. bir devirdaim yaşayıp gidiyoruz. her sene aynı şeyler, yeni yıllar, ölüm tarihleri, doğum tarihleri.. of bastılar yine beni gidiyorum ben

24 Aralık 2011 Cumartesi

ben de bilmiyorum

Şiir miir yok artık, odunlaştım iyice ben baylar bayanlaaaar!!
Gidip kendime bi acı bulmalıyım hemen, ee ne demişler sanat acıdan doğarmış falanlar filanlar. Bu aralar düşünmekten emekli olucam resmen. Beyin mıncıklanması yaşıyorum. Böyle hayal ediyorum beynim çırpıyo kafatasımın içinde falan böyle kasılıp gevşiyo, loblarım fazla fikirden yanıp tutuşuyo falan neler neler..
Mesela ne düşünüyorum en basitinden eğitim neden bu şekilde, hani eğitimin amacı nedir, belli kalıplarda insanlar! oluşturmak. hepimizi bi kutunun içine koyuyolar resmen dışına çıkabilene ayıp olsun. bunun üstüne baya bi düşündüm yani gerçekten dedim ben basıp gideceeeem, into the wild takılacaaam.
lan diyorum varya keşke cesaretim olsa da azıcık harbiden gitsem böyle iki üç kazım olabilir mesela şu sarıkız efsanesini yeniden yazabilirim falan, böyle böyle düşünüp sonra kendime gülüyorum iyice sıyırdın sen diye..
Dalga geçmeyin gerçekten uzun zamandır böyle bi dönemdeyim, daha konuşuruz şimdi gittim.
çok öptüm(çokzel(hızlı okuyun anlarsınız)öperim)

23 Aralık 2011 Cuma

FC

Bugün çok 'Fight Club' moddayım. Kemiklerim kırılına kadar dayak yemek ve kemik kırana kadar vurmak istiyorum. Gidişat kötü mü? Dışavurum böyle bi şey bence

'O'

Onu hissedebiliyorum.

Öyle bir şey ki bu;
ta içimde, benimle birlikte büyüyor.
Çok yakınız birbirimize,
iki insandan daha yakın hem de.

Takip ediliyorum,
onun tarafından.
Benden önce sevdiklerimi kaçırıyor,
ki alışayım ona.

Ölümle işbirlikçi.
Onunla da yakın, benimle de.
Korkutuyor.
Bir gün ikimizden birini yarı yolda bırakacak,
Birini diğerine satacak.

Onu sevmiyorum,
ama beni yarı yolda bırakmaz..
Bırakmaz, bırakmaz değil mi?

Ya da bıraksın,
ne önemi var ki?
Hepimiz bir gün işbirlikçisiyle tanışacağız zaten.
Sadece yanlış arkadaşlıklar,
onunla erken tanışmamıza neden oluyor.

Ben istemedim ama,
o beni bulacak bir gün.
Biliyorum.

Yakın, çok yakın.
'O' içimde.

20 Aralık 2011 Salı

Kan beynime gitmiyo mu?

Çok kötü şeyler oluyo yalnız..
Anlatamam çünkü farkındalık yaratmak istemiyorum birilerinde,
eğer okuyan varsa tanıdık diye..
Sanırım uzunca bi aradan sonra biri bana farkında olmadan bi şey yaptı
Ve şuan çok garip hallerdeyim..
Kalbim sıkışıyo, kötü haller bunlar..
Hiç yataktan çıkmadan günler geçsin istiyorum ki yaptım da,
Tüm haftasonunu hiç ama hiç yataktan çıkmadan geçirdim,
Yemek yemedim ve kendi kendimi depresyona soktum.
İyi mi yaptım? Tabi ki saçmaladım.
Kendimi mutlu ama salak, huzursuz ve suçlu hissediyorum sadece..
Mmm evet bu kadar sanırım.
Bazen bi çocuğun gözlerinde yaşamak istiyorum.
Bir oyuncağa parlayıp, kötü söze sönmek istiyorum..
Büyüdükçe o kadar garip duygular tadıyosun ki ne olduğunu şaşırıyosun..
O yüzden bir çocuğun parıltısı ya da gözyaşı olmak düşüncesi hoşuma gidiyo..
Bildiğim ve kabullendiğim iki duygu..
Hayat çok reröre yiaa

17 Aralık 2011 Cumartesi

saçmalayış 2

Kendimi seviyorum. Kendimi seviyorum ve biri de beni sevsin istiyorum. Zaman tüneline girmek istiyorum facedeki gibi. Mesela 1970lerde olsam böyle saf ve temiz duygularla birini sevmiş olsam o da beni sevse ve hep orda kalsak. Çocuklaşıyorum ve kendimi çekemiyorum bu durumlarda, başkası dese anlarım ve kesinlikle yadırgamam ama kendimi öldüresim geliyo, böyle bi dengesizlikdir gidiyo. terazi hatunuyum ya.. Ben sanırım dert dinlemeyi çok iyi yapıyorum, farkettim de insanlar üzerinde rahatlatıcı bi etkim var, ama kendim üzerinde bi etkim yok.. Bu da terazinin özelliği.. Sanki başkalarının hayatlarını düzeltirsem her şey mükemmel olacak gibi, kendi hayatımda düzelecekmiş gibi hissediyorum. Diyorum ya başkasını kendimden çok seviyorum. İnsanın kendi hatalrını görmesi çok zor, can yakıcı. Anneme babama bağırırken hayır bu yanlış değil diye aslında yanlış olduğunu bilmek mesela, saçma sapan bi çocukluk. hatamı kabul etmeliyim. ediyorum ve yoluma devam ediyorum şimdi. Kendimi seviyorum ve kibirli olmadığım için şükrediyorum.
Thanks god, i love u, xoxo

15 Aralık 2011 Perşembe

Eskilerden bir tutam

Çocuklar büyüdü içimde,
Küçücük elleri vardı ceplerinde.

Sevda yüklü gemilerimde,
Terkettiler bu şehri gizlice..

F.A

saçmalayış 1

Hayatta bi amacım olmadı hiç, hep boş insan oldum böyle. boşa yaşadım, o yüzden pişmanlığa bağışıklık kazandım. pişman olacağımı bilsem bile yaptım çünkü eğer gideceğin bir yer yoksa, hangi yollardan gittiğinin önemi yoktur. Şimdiye kadar böylee gelebildim işte, bundan sonrada devam edebilirim demek ki.. Hani böyle her istediğimi elde etmiş bi insanda değilim ki bi böyle her şeye karşı umursamazlık olsun ben anlamıyorum yani kendimi.. Ben Fiat grubunun oğulları değilim ki yani intihar edeyim zenginlikten kafayı yiyip falan.. Ne yapayım anacım, bi amaç gerek bana, yoksa kafayı yiyeceğim biliyorum. Bak şimdiden sıkıldım okulumdan mesela, okulumu zaten sevmiyorum, ne dalga geçerdim ya nasıl düştüm ben buraya.. Ne garip işler bunlar da ya.. Gerçekten büyük konuşursan bi güzel tükürdüğünü yalıyosun, evren seni göt ediyo resmen.. Evrenlerin her türünden korkucan zaten.. Hepsi göt oluyo.. öhöm.. afedersiniz siyaset yapmayacaktım yahu, geçtim

Şimdiiik ne diyodum dün dertliydim, efkarlıydım böyle.. Bugün öyle değilim ama içimi sıkan bi çok şey var, ama ben izin vermemeye çalışıyorum beni ele geçirmelerine.. Bak en başta şuan şu dediğim amaçsızlık var.. Şuan salak salak arayışlardayım beni o okula, okuduğum bölüme bağlayacak, tüm uğraşlarıma değecek bi şey.. ya da biri.. ikincisi saçma, söylemedim sayın.. Ama şöyle PuCCa'nın da dediği gibi erik gibi bi çocuk olsa, peeeh nerdee
Hani böyle büyük bi amaç da istemiyorum ya şöyle küçük bi amaç da olur, beni bana bağlayacak bi hayal işte. Tiyatro vardı aslında hala var ama korkuyorum şöyle bi durum aslında bu: Simyacı kitabında Müslümanın biri deli gibi Hacca gitmek sitiyo her gün anlatıyo işte bi param olsa gitsem çok istiyorum ya deli gibi falan diyo sonra bu adamın parası birikiyo birikiyo baya ama gitmiyo hala bahsediyo ama keşke gitsem falan falan.. sonra buna soruyolar sen gitmek istiyosun hayalim diyosun paran var ama niye gitmiyosun o da diyo ki korkuyorum bundan başka hayalim yok benim, bunu kaybetmekten korkuyorum diyo..
ne kadar ilginç işte öyle.. ondan başka hayalim yok ki benim hani kim sorsa tiyatro diye bahsedişi bile güzel.. ama şöyle de bi şey var hani iki tür hayal vardır biri için yaşarsın ona ulaşmak için biri de senin için vardır öyle durur bi yerde. işte benimki ikincisi yani bu da amaç değil.. yine boşta sallanıyorum işte.. Olmuyor arkadaş..

meditasyon

Aklımın dolmasını bekledim hep yazmak için.
Ama hiç istediğim kadar oluşamadılar aslında, ya da hep unuttum ne konuşmak istediğimi. Aslında kafam o kadar karışıktı ki ne söylemek istediğimi bilemedim galiba. Ya da okuyacak, benimle bu duyguları paylaşacak kimsem olmadığı gerçeği çarptı yüzüme.. Bilmiyorum. Hep böyle oldu işte, hep karışık oldum.
Bugünler, hiç güzel günler değil demek isterdim ama ben ve siz yani bizler şuan yaşıyoruz, ve bu muhteşem havayı soluyoruz. Bu aslında en güzel gün. Belki yarın olmaz, ne bilebiliriz ki.. Yaşam aslında o kadar kısa ki.. Bunu yanındaki insanları yavaş gibi görünen ışık hızında kaybedince anlıyorsun.. Bizim ağacımız hiç yeşil kalmıyor, yani bildiğimiz yaprak dökümü yaşıyoruz.. Çam değiliz ki kazık çakalım dünyaya..
Bi yandan istediklerimiz var, bi yanda kısıtlandığımız zaman. Onu yapma ayıp, bunu yaparsan şöyle derler, onlar bu durumdayken olmaz.. hep bunalrı duyuyoruz, yapmak istediklerimiz de hep erteleniyo.. hayatı erteliyoruz, sonra bi bakmışız bi gün içimizde kalmış şeylerle birlikte toprak ana alıyor bizi kucağına.. Öyle işte..
Aslında konumuz bu değildi.. Aslında konumuz yok bile.. Sadece yazmam gerek.. Sanırım artık günlük tutmam gerek.. Ne anlatıcaktım ben sizeee ımm hatırladım.
Evet ben böyle ota boka ağlayan bi insanım, aslında bu duygusallığımdan da kaynaklanıyo tabi ama insanın yaşadıkları iz bırakıyo işte.. Böyle anımsatan bi şey görsün anında ağlıyo ya da içini acıtan şeylere ağlıyo işte.. anneannemi kaybettikten sonra metrobüste gördüğüm yaşlı insanlara ağlar oldum. Niye diye sorarsanız o kadar üzülüyorum ki.. Anneannem hep çocukları için yaşamış, çocuklarına ekmek alabilmek için kilometrelerce yürümüş, hiç eğlenmek nedir bilmemiş.. o kadar üzülüyorum ki o yaşlı kadınları görünce.. anneannem hiç binmedi metrobüse, hiç süslenmedi günlük işlerine, ayakkabıları hep eskiydi, çünkü yenileri çocuklarına layıktı.. İşte tüm bunlar 1 hafta depresyona girmeme neden oluyo.. Küçük mü? Küçük mü allah aşkına.. Bence bu üzüldüklerim arasındaki en önemli şey.. sanırım.. babamdan sonra.. o konu sonra.. yatmam gerek.. hoşça kalın